Bilime Yön Verenler

Cahit Arf Kimdir? Hayatı? Eserleri?

Yazı İçeriği

Hepimizin gündelik hayatta oldukça sık şekilde kullandığı 10 TL’lerin üzerinde fotoğrafı bulunan Cahit Arf kimdir? Kendisini bu kadar önemli kılan olaylar silsilesine gelin hep birlikte tanık olalım…

Cahit Arf’in Doğumu ve Gençlik Yılları

carf11 Ekim 1910 Kayalar / Selanik doğumlu olan Cahit Arf ünlü bir matematikçi ve fizikçidir. İki yaşındayken Sela nik-Balkan Savaşı sırasında ailesi İstanbul’a yerleşti. İstanbul’da dört yaşındayken anaokuluna başladı. 1919’da dokuz yaşında iken ailesi ile birlikte Ankara’ya taşındı. O yaşlarda matematikten uzak olmasıyla birlikte resim sanatına düşkündü. Daha sonra İzmir’e yerleştiler.

Cahit Arf’ın matematiğe ilgisi İzmir yıllarında başladı. Daha ilkokuldayken, Pisagor teoreminin geometrik ispatını anlamıştı.  İspatta çizilen şekil eşeğin kulaklarına benzetildiği için, eskiler bu teoreme “Eşek Teoremi” de derlerdi. Cahit Arf’in, İzmir’deki öğrenimi sırasında, Öklid geometrisinden sorular çözmeye matematik öğretmeni tarafından teşvik edildiği bilinmektedir. Bunu kendisi de şu sözlerle ifade etmiştir.

“İlk önce İstanbul’a sonra İzmir’e taşındık. İzmir Sultanisi’nde beşinci sınıfta bir öğretmene rastladım. Aslında öğretmen değildi. Liseyi bitirmiş, İstanbul’a gidip dişçi olacak, bunun için paraya ihtiyacı var; parayı biriktirmek için öğretmenlik yapıyor. Bu genç benimle ilgilendi, çünkü gramerim çok iyiydi, lineer sistemlerle icra edilen problemleri de çözebiliyordum. Bana Euclid geometrisinin ilk teoremlerini ispat ettirdi. En sonuncusu da Pisagor teoremiydi. Bunu beceremedim ve kendisine söyledim. Bunun üzerine bana o anlattı. Bu adam sayesinde ben matematikle ilgilenmeye başladım O dönemler matematiğe pek hevesim yoktu. Güçlü tarafım gramerdi. Bir başka merakım da resim yapmak, Vatan-Millet-Sakarya yazıları okumak… O zaman İstiklal Harbi’ni yaşayan her genç çocuk böyleydi zannediyorum.”

Cahit Arf’in Paris Eğitimi

carf 1Lisenin orta kısmına geldiğinde artık okul arkadaşlarının çözemediği matematik sorularını çözen Cahit Arf’ın bu yeteneği ailesi ve hocalarının ilgisini çekmiş ve 1926 yılında, ailesi, Fransa’da iyi bir eğitim almasının daha uygun bir seçenek olduğuna karar verdi.

“Liseye geçtiğim zaman ben matematik dersine hiçbir kitaptan çalışmazdım. Dersi dinlerdim, fakat not almazdım. Yine imtihanlarda hiç ders çalışmama lüzum yoktu, çünkü arkadaşlar hep gelip soru sorarlardı bana. Lisenin orta kısmını böylece arkadaşlarımın sorularına cevap vererek geçirdim ve ailem kabiliyetimi hocalardan duydu.”

cahit arf 1Böylece, Cahit Arf lise öğrenimi için 1926’da Fransa’ya gönderildi. Cahit Arf, Paris’te oldukça önemli olan bir karar vermek zorundaydı. Üniversite kaydını kendisi yaptıracağı için iki seçenek arasında kalmıştı. Oldukça zeki olması sebebiyle matematik bilimlerinde ustaydı. Fakat matematik ona zenginlik getirisini sunmuyordu. Bundan dolayı mühendislik fikri aklının bir kenarındaydı. Fakat Cahit Arf matematik fakültesine kayıt yaptırarak matematik üzerine akademisyen olmaya karar verdi.

Fransa’da Ecole Normale Superieure’de 1932’de tamamladığı yüksek öğreniminin ardından, Kastamonu Lisesi’ne öğretmen olarak atanmak istedi. Ancak çevresinin yardımı ve yönlendirmesi ile bir süre Galatasaray Lisesi’nde matematik öğretmenliği yaptıktan sonra, 1933’teki üniversiteler reformu kapsamında, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’ne doçent adayı olarak atandı.

Cahit Arf’in Almanya Eğitimi

Cahit Arf, 1937’de doktorasını yapmak için gönderildiği Almanya Göttingen Üniversitesi’nde tez hocası Hasse ile birlikte kariyerini yükseltmek için çalıştı. Bu çaba sonucunda, matematikte “Hasse-Arf Teoremi” olarak bilinen ünlü sonucu da içeren doktora çalışmasını 1938’de tamamladı.

hasse

1938 yılından Cahit Arf cebir, sayılar teorisi, elastisite teorisi, analiz, geometri ve mühendislik matematiği gibi çeşitli alanlarında yaptığı çalışmalarla matematiğe temel katkılarda bulunarak, yapısal ve kalıcı sonuçlar elde etti. Hasse’nin ısrarı ile çalışmalarına devam etmek için bir yıl daha Almanya’da kaldı ve bu sırada yine matematiğe çok önemli bir katkısı olarak “Arf Değişmezleri”ni buldu.

arfİl bilimsel çalışması 1939 yılında Almanya’nın ünlü bir matematik dergisi olan “Crelle Journal”de yayımlandı. İkinci Dünya Savaşı kapıda gözüküyordu. Bu sebeple Almanya ve Avrupa’nın çok karışık olduğu yıllarda Nazi subaylarının gölgesinde geçen zorlu eğitim bittikten sonra ise Türkiye’ye tekrar geri döndü.

Cahit Arf’in Türkiye’ye Dönüşü ve Çalışmaları

Türkiye’ye döndükten sonra 1943’te İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi’nde profesör oldu. Darbe günlerinde üniversite içlerine kadar giren sivil polisler nedeniyle oldukça az sayıda öğrenci okula gelebiliyordu. Fakat üniversitelerin ülkenin geleceği olduğunu bildiği için çok az sayıda öğrenciye dahi ders anlatmaya devam etti.

arf 1

Cahit Arf, bir problemle uğraştığı ve karakteristiği iki olan cisimler üzerindeki kuadratik formları çok iyi bir biçimde sınıflandırdı. Bunların invariantlarini, yani değişmezlerini inşa etti. Bu invariantlar dünya literatüründe “Arf Invariantlan” olarak geçmektedir. Bu çalışması 1944 yılında “Crelle” dergisinde yayınlandı ve Cahit Arf’i dünyaya tanıttı. “Arf Değişmezi”nin förmülü şöyledir: 1955’te de ordinaryüs profesörlüğe yükseltilerek, 1962’ye kadar İstanbul Üniversitesi’nde çalıştı. 1963’te Robert Kolej’de matematik dersleri vermeye başladı.

1964 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) bilim kolu başkanı oldu. 1966’da Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek Princeton ve Kaliforniya Üniversiteleri’nde çalıştı. 1967’de Türkiye’ye döndüğünde Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde çalışmaya başladı.

tmd

Cahit Arf, 1980 yılında üniversitedeki görevinden emekliye ayrıldıktan sonra TÜBİTAK’a bağlı Gebze Araştırma Merkezi’nin kuruluşunda görev aldı. 1983 ve 1989 yılları arasında, Türk Matematik Derneği’nin başkanlığını yaptı. Bütün Türk matematikçilerine dolaylı ya da doğrudan bir biçimde esin kaynağı olmuş, yaptığı uyarılar ve verdiği fikirlerle çevresindeki tüm matematikçilerin ufkunu genişletmiş ve çalışmalarını yeni bir bakış açısıyla yönlendirmelerini sağlamıştır.

Cahit Arf’in Ölümü

arf 2Cahit Arf 26 Aralık 1997 yılında kalp yetmezliği nedeniyle İstanbul’da hayata veda etti. Oldukça büyük bir bilim adamı olmasına karşın televizyonlarda yalnızca yedi saniye kendisi hakkında bilgi verilip ölümü duyuruldu. Türkiye’de ordinaryüs statüsü kaldırılmadan önce kendisi bu sıfata layık görülen son temsilcilerdendi. Büyük bir bilim adamı olmasına rağmen ne yazık ki değeri bilinemedi.

Cahit Arf’ın Kazandığı Ödüller

Son yıllarda da matematiğin biyoloji bilimi içindeki olası uygulamaları üzerinde çalışmalar yapmıştı.  1948’de İnönü Ödülü’nü kazandı. 1974’de TÜBİTAK Bilim Ödülü kazandı. Bu ödülü alırken yaptığı konuşmada “Bilim insanının amacı anlamaktır” hemen ardından “ama büyük harflerle anlamaktır” sözüyle kendine göre bilim insanını açıklamıştır. 1980’de İTÜ ve KTÜ Onur Doktorası, 1981’de de ODTÜ Onur Doktorası’nı aldı. Genç yaşta Mainz Akademisi Muhabir Üyeliğine seçildi ve Türkiye Bilimler Akademisi Onur Üyesi oldu. Fransa 4 Şubat 1994’te “Commandeur des Palmes Academique” ödülünü ona takdim etti.

Cahit Arf’ın “Arf Değişmezi”nden alınan bir kesitin yanı sıra “aritmetik diziler, abaküs, sayılar ve bilgisayar teknolojisinin temeli olan sayısal sistemi belirten ikili (Binary) sayı sistemini ifade eden rakamlar” gibi matematik ile ilgili motifler de 2009 yılından itibaren 10 Türk Lirası’nın arka yüzünü tamamlayan unsurlardır. Alanıyla ilgili olarak birçok makale kaleme alan, içte ve dışta birçok konferanslar veren Cahit Arf’ın yayımlanmış ‘Anlamak’ Tutkunu Bir Matematikçi (ortak, 2006) adlı bir de kitabı vardır. Cahit Arf’ın çalışmalarının literatüre katkısı konusundaki bir bibliyometrik çalışma için buraya tıklayınız. 

Cahit Arf Hakkında Düzenlenen Konferanslar

2009: Gunter Harder – Bonn Üniversitesi Matematik Enstitüsü
2007: Hendrik Lenstra – Leiden Üniversitesi Matematik Enstitüsü
2006: Jean-Pierre Serre – Collège de France
2005: Peter Sarnak – Princeton Üniversitesi ve İleri Araştırma Enstitüsü
2004: Robert Langlands – İleri Araştırma Enstitüsü
2003: David Mumford – Brown Üniversitesi Uygulamalı Matematik Bölümü
2002: Don Zagier – Utrecht Üniversitesi / Collège de France
2001: Gerhard Frey – Essen Üniversitesi Deneysel Matematik Enstitüsü

Cahit Arf Sözleri

  • Matematik zaten her zaman vardı. İnsanoğlu onu buldu.
  • Matematik esas olarak sabır olayıdır. Belleyerek değil keşfederek anlamak gerekir.
  • Ben matematiğe hayatımı adadım, karşılığında bana hayatımı geri verdi.
  • Gerçekten evrenin sırrını arıyorsanız, benim yaptığım gibi sayılara gelin. Sonsuzluk her şeyin cevabıdır. Sayı sonsuzdur.
  • Osmanlı Devleti fazla büyüktü ve gerideydi, Türkiye daha küçük ve ileride olacak.
  • Çocukluğumda benim için üç şey vardı. Matematik, tarih ve politika. Ama matematik zaten hepsini anlatan şeydi.
  • Bilim ve inanç iki ayrı unsurdur. Birleşirse devrim yapabilirsiniz.
  • Bilim ve inanç birbirinden farklı şeylerdir. İki ayrı unsurdur. Ama bilim ve inanç yan yana gelirse çok şey başarırlar. Bilim ve inancın birbirine ters düşmemesi gerekmektedir.
  • İşlerinizi başkalarına yaptırmayın. Çünkü kendi istedikleri gibi yaparlar.
  • İki kere iki nasıl dörtse, bende o kadar akılcıyımdır.
  • İnsanoğlu bir gün sonsuza dek yaşamayı matematikle bulacaktır.
  • Elime Kur’an’ı aldığımda Allah’a, elime kalemi aldığımda kendime inanıyorum.
  • “Matematik de resim, müzik ve heykel gibi bir sanattır”
  • Bilim insanı adayı olan bu çocuklar hiçbir zaman kendilerine öğretilenleri sorgusuz sualsiz ezberlemezler ve doğruluğuna kayıtsız şartsız inanmazlar, çünkü biz bile öğrettiğimiz şeylerin doğruluğundan şüphe etmekteyiz.
  • Matematik ilahi düzenin içinde vardır ve insanın matematik yapması doğanın bu mükemmel ahengini gözlemlemekten ibarettir.
  • Matematik yaratıcının, doğanın içine bıraktığı ip uçlarıdır.
  • Matematik endüktif (tümevarımsal) bir bilimdir ve bu endüktif bilim sonsuz kümeler için geçerli. Bu sonsuzlukları endüktif bir şekilde kavrıyoruz ve kavradığımız zaman da o sonsuzluğu hissediyoruz. Sınırsızlığı… Ve bu bize mutluluk veriyor çünkü ölümü unutuyoruz… Herkes ölümsüz olduğunu hissettiği alanda çalışmak ister. Ben de matematikte kendimi ölümsüz hissettim.
erdal inönü

Prof. Dr. Erdal İnönü, Cahit Arf hakkındaki bir yazısında şu değerlendirmelerde bulunmuştur:

 “…Bir zamanlar integrali bilen kimselerin matematikçi, üstel fonksiyonu bilenlerin ise büyük matematikçi sayıldığı ülkemizde derin matematik konularının tartışılacağı hayal bile edilemezdi. Cahit Arf, Türkiye’de matematiğin o günlerden bu günlere gelmesinde en büyük rolü oynamıştır.”

tosun terzioglu

Prof. Dr. Tosun Terzioğlu, ise şu görüşünü dile getirmiştir:

  “Cahit Arf’ı ilk tanıyan bir kişi onun sadece matematiğe ilgi duyan bir insan olduğu izlenimi edinebilirdi. Matematik her şeyin üzerinde ve ötesindeydi Cahit Bey için. Ancak onun TÜBİTAK’ın kurulmasında ve gelişmesinde gösterdiği çabayı ve özeni bilenler Cahit Arf’ın öyle içine kapanık, matematikle uğraşan dış dünyayla ilgilenmeyen bir kişi olmadığını bilirler. Mühendisliğin günlük hayattan doğan problemlerine her zaman ilgi gösterirdi. Ama, bu probleme mutlaka matematiksel bir model bulmaya da çabalardı. Hele de bir de pratikten gelen bir problemi matematik olarak çözüme kavuşturursa pek keyiflenirdi. Değerli bilim adamı yine o mitolojik kahramanlardan olan rahmetli Mustafa İnan ile böyle bir iş birliği yapmış ve İnan’ın köprülerde gözlemleyip araştırdığı bir sorunun matematiksel kesin çözümünü vermişti.”

hilmi demiray

Prof. Hilmi Demiray, Cahit Arf’ı ilk kez TÜBİTAK Bilim Ödülü aldığı törende gördüğünü söylüyor:

 “Cahit Bey’in ödül konuşmasından çok etkilendim. Sonra çeklerimizi almak üzere TÜBİTAK binasına geldiğimizde onu daha yakından tanıma fırsatı buldum. O zaman anladım; insan büyüdükçe ne kadar alçakgönüllü olabiliyor… Bir sözü vardı: ‘Bilim adamlığı bir meslek değil bir yaşam biçimidir.’ Bunu en iyi uygulayan da yine kendisidir. Bugün 83 yaşına gelmiş olmasına rağmen hala matematikle, bilimle bütünleşmiştir…”

sait akpinar

Prof. Sait Akpınar, ise Cahit Arf’ı ilk kez İstanbul Üniversitesi’nde öğrenim gördüğü sıra tanımış:

 “O kadar serbestçe tercüme yapıyordu ki bazen hocanın anlatmadıklarını da anlatıyordu. Hoca sonradan devam etmek üzere dersine ara verdiğinde ondan önce Cahit Bey devan ederdi derse.

Yoluyla
123456
Kaynak
1234

Bir yanıt yazın

Benzer Yazılar

Başa dön tuşu